Alacakaranlık Kitap Özeti Uzun
On yedi yaşındaki Bella Swan, babası Charlie ile yaşamak için Phoenix, Arizona’dan Forks, Washington’a taşınıyor. Forks’un küçük, yağmurlu kasabasından nefret ediyor ama annesi Renée’nin yeni erkek arkadaşı Phil ile ilişkisini keyifle sürdürmesi için ona zaman ve alan tanımak istiyor. Forks Lisesi’ndeki ilk gününde Bella, birkaç sınıf arkadaşıyla tanışıyor ve öğle yemeği masasında birlikte oturan beş çarpıcı güzellikte öğrenciye dikkat ediyor: Edward, Emmett ve Alice Cullen, Rosalie ve Jasper Hale. Onların Dr. Carlisle ve Esme Cullen’ın evlat edinilmiş çocukları olduklarını öğreniyor. Daha sonra Bella, biyoloji dersinde Edward’ın yanına oturuyor. İlk derslerinde Edward ona karşı düşmanca davranıyor ve Bella onu hafta boyunca okulda görmüyor.
Ertesi pazartesi Edward okula dönüyor ve dostça görünüyor. Bella, kazara Edward’ın eline dokunduğunda, elinin buz gibi soğuk olduğunu ve elektrik akımı gibi bir his yaşadığını fark ediyor. Ayrıca Edward’ın gözlerinin renginin değiştiğini de fark ediyor; iyi huylu olduğunda altın, sinirli olduğunda siyah oluyor. Günler sonra Edward, okul otoparkında bir minibüsün ona çarpmasından kurtarıyor. Ona minibüs ona çarpmak üzereyken hemen yanında olduğunu söylüyor, ama Bella onun otoparkın karşısında olduğunu biliyor ve hızı ve gücü karşısında şaşkına dönüyor. O gece Bella, Edward’ı rüyasında görüyor.
Takip eden haftalarda birkaç erkek Bella’yı okul dansına davet ediyor, ama hepsine o gün Seattle’a gideceği için gidemeyeceğini söylüyor. Edward onu duyuyor ve Bella’ya onunla Seattle’a gitmek ister misin diye soruyor, ama arkadaş olmamaları gerektiği konusunda onu uyarıyor. Hafta sonu bir plaj partisinde Bella, Quileute’li bir genç olan Jacob Black ile tanışıyor. Jacob ona, Cullen’ların insanlar yerine hayvan avlayan vampirler olduğunu söyleyen bir Quileute efsanesinden bahsediyor. Jacob bu hikayeye inanmadığını itiraf ediyor, ama babası Billy inanıyor.
Bir gün Bella ve arkadaşları Port Angeles’a alışverişe giderken, Bella kendi başına dolaşmaya çıkıyor. Tam dört adam Bella’ya sataşmaya başladığında, Edward arabasıyla hızla gelip onu kurtarıyor. Herkesin aklını okuyabildiğini, ama onunkini okuyamadığını itiraf ediyor ve adamların ne planladığını bildiğini söylüyor. Eve dönerken Bella, Edward’a Cullen’ların vampir olduğunu bildiğini söylüyor. Edward, vampir olmasının onun için önemli olmadığını söylediğinde şaşırıyor. Bella ona sorular sordukça, Edward vampirlerin tabutlarda uyuduğu ve gündüz dışarı çıkamadığı gibi efsaneleri yalanlıyor ve Bella’ya güneşin onu nasıl etkilediğini göstereceğine söz veriyor. Eve vardığında Bella, Edward’a aşık olduğuna karar veriyor.
Edward ve Bella yakınlaşıyor ve Edward ona kardeşlerinin, Alice hariç, ilişkilerini desteklemediğini söylüyor – eğer Edward kontrolünü kaybedip Bella’ya zarar verirse, bütün ailesini tehlikeye atacaktır. Dansın bir hafta öncesinde, Edward Bella’ya onunla Seattle dışında bir yere gitmek ister misin diye soruyor; o gün hava güneşli olacakmış ve ona güneş ışığında neler olduğunu göstermek istiyormuş, ama bunu kamuya açık bir yerde yapamazmış.
Ertesi gün okuldan sonra Bella ve Edward evinin dışında konuşurken, Jacob ve Billy Black gelip duruyorlar. Edward kaçıyor, ama Billy onu tanıyor ve Bella’ya dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Cumartesi günü Edward ve Bella ormana gidiyorlar ve sonra bir çayıra yürüyorlar. Güneş ışığında Edward’ın teni elmas gibi parlıyor ve Bella büyüleniyor. Edward, ilk tanıştıklarında Bella’yı ısırmaya çok istekli olduğunu, bu yüzden Alaska’ya kaçtığını itiraf ediyor. Arzularına direnebileceğine inandığında geri dönmüş. Edward Bella’yı sırtına alıp ormandan kamyonetine hızla gidiyor, burada ilk kez öpüşüyorlar. Eve dönerken Edward Bella’ya 1901 yılında Chicago’da doğduğunu ve 1918 yılında grip nedeniyle ölmekte olduğunu, Carlisle’ın onu vampir yaparak “kurtardığını” anlatıyor. Sonra Carlisle, Esme, Alice ve diğerlerini bulup değiştirmiş, Cullen ailesini genişletmiş. Edward, neredeyse her gece Bella’yı gizlice izlediğini ve onun uykuda konuştuğunu duyduğunu söylüyor. Bu, aşık olduğu ilk zaman olduğunu açıklıyor.
Ertesi gün Edward, Bella’yı ailesiyle tanıştırmaya götürüyor. Geleceği görebilen Alice, bir fırtına geleceğini görüyor, bu yüzden aile oyunlarının sesini gizleyecek olan gök gürültüsünden yararlanarak beyzbol oynamaya karar veriyor. Bella eve gidip değişiyor ve Billy ve Jacob Black’i evinin dışında buluyor. Billy bir kez daha Bella’ya Edward’ın tehlikeli olduğunu söylüyor. Charlie eve geldiğinde Bella ona Edward’la çıktığını söylüyor, o da şaşırıyor ama ilişkilerini kabul ediyor. Edward kısa süre sonra geri dönüyor, Charlie ile tanışıyor ve Bella’yı ormanın derinliklerindeki bir alana ailesiyle beyzbol oynamaya götürüyor.
Oyun sırasında üç vampir Cullen’lara yaklaşıyor. Bir esinti Bella’nın saçlarını uçuşturuyor, insan kokusunu yeni vampirlerden biri olan James’e belli ediyor. Aniden James ve Edward birbirlerine kıvrılıp hırlıyorlar: James’in Bella’yı öldürmek istediği açık. Edward, Alice ve Emmett Bella’yı alandan alıp ne yapacaklarını tartışıyorlar. Bella, Charlie’yi tehlikeden koruyacak ve James’in onu bulmasını engelleyecek bir plan yapıyor. Eve döndüğünde Edward’la ayrıldığı numarası yapıyor ve Charlie’ye Phoenix’e geri döneceğini söylüyor. Alice ve Jasper Bella’yla birlikte Phoenix’e doğru güneye gidiyorlar. Edward, Carlisle ve Emmett James’i ters yöne çekip ona saldırmayı planlıyorlar.
Ertesi gün Alice, Jasper ve Bella Phoenix’te bir otel odasına yerleşiyorlar. Orada Alice iki oda görüyor: Bella birini eski dans stüdyosu, diğerini de annesinin evindeki bir oda olarak tanımlıyor. Edward Bella’ya James’in onlardan kaçıp bir uçağa bindiğini ve kendisinin, Carlisle’ın ve Emmett’in onu korumak için Phoenix’e uçacaklarını söylüyor. Ertesi sabah erken saatlerde telefon çalıyor ve Bella açtığında annesinin sesini adını söylerken duyuyor. James’in sesi kesiyor ve onun Renée’yi kaçırdığını söylüyor. Bella’nın Alice ve Jasper’dan kaçıp annesinin evine gitmesi gerektiğini, annesinin hayatının buna bağlı olduğunu söylüyor. Bella, Alice ve Jasper diğerleriyle buluşmak için havaalanına gittiklerinde Bella gizlice kaçıyor.
Annesinin evine vardığında Bella, James’ten bir telefon alıyor, ona eski dans stüdyosuna gitmesini söylüyor. Stüdyoya vardığında Bella, Renée’yi bir TV ekranında görüyor ve James’in onun annesini kaçırdığını düşünmesi için eski bir film kullandığını anlıyor. James acımasızca Bella’ya saldırıyor ve Bella bayılıyor. Bilincini yeniden kazandığında Edward’ın adını çağırdığını duyuyor. Carlisle yaralarına bakıyor ve James’in elini ısırdığını keşfediyor. Bella’yı vampir yapmamak için Carlisle, Edward’a Bella’nın kanındaki zehri emmesini söylüyor. Edward, Bella’nın kanını tatmaktan korkuyor, zehir gittikten sonra durabileceğinden emin değil, ama sonunda bunu yapmaya karar veriyor.
Günler sonra Bella bir hastane odasında uyanıyor. Edward ona Emmett ve Jasper’ın James’i öldürdüğünü ve kanını içmeyi durdurabilmesinin onu ne kadar çok sevdiğinin bir kanıtı olduğunu söylüyor. Bella’nın yaralarını ebeveynlerine açıklamak için Edward, onun iki kat merdivenden düşüp bir pencereden geçtiğini söylüyor. Bella Edward’a neden onu vampir yapmadığını soruyor ve tartışıyorlar. Bella çoğu yarasından kurtulduğunda Edward onu mezuniyet balosuna götürüyor, onun hiçbir insan deneyimini kaçırmamasını istediğini söylüyor. Bella Edward’ın onu değiştirmeyeceğine hayal kırıklığına uğruyor, ama o onunla kalacağına söz veriyor ve Bella bunun şimdilik yeterli olduğuna karar veriyor. Dans ederken Edward gülümsüyor ve Bella’nın boynunu öpmek için eğiliyor.